top of page
Yazarın fotoğrafıyakuphanturkmen35

TUTUKLAMA KARARINA İTİRAZ


Tutuklama, Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenmiş bir koruma tedbiridir. Tutuklama ya soruşturma evresinde Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine Sulh Ceza Hakimi tarafından, kovuşturma evresinde ise Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine veya re’sen mahkemece karar verilir.

Somut olay niteliği gereği tutuklama nedenlerini barındırıyor olsa da hakim tutuklama kararı vermek zorunda değildir. Adli kontrol tedbirlerinin yeterli olacağına kanaat getirirse adli kontrol kararı da verebilir. Bu noktada kararı verecek hakime gerekli açıklamalar yapılmalı ve adli kontrol kararının yeterli olacağı, tutuklamaya gerek olmadığı izah edilmelidir.


A. TUTUKLAMA KARARI VERİLEBİLMESİ ŞARTLARI

Öncelikle belirtilmelidir ki tutuklama kararı verilebilmesi için kuvvetli suç şüphesinin varlığı gerekmektedir. Kuvvetli suç şüphesi tanımı kesin olmamakla birlikte kişinin hüküm giyme ihtimalinin beraat ihtimalinden yüksek olduğu düşünülüyorsa kuvvetli suç şüphesi bulunduğundan söz edilebilir. Kuvvetli suç şüphesine ek olarak tutuklama yapılabilmesi için gereken tutuklama şartları CMK 100’de sayılmıştır. İlgili şartlar incelendiğinde iki şekilde tutuklama kararı verilebileceği görülmektedir. Öncelikle kuvvetli suç şüphesi varlığı her daim olacak buna ek olarak suç katalog suç olabilir yahut ortada bir risk şartı bulunabilir. Risk şartlar CMK 100/2’de sayılmıştır.

Bunlar:

(2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:

a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran

somut olgular varsa.

b) Şüpheli veya sanığın davranışları;

1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,

2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma, halleridir.


Tutuklama kararı özü itibariyle yargılama esnasında şüpheli veya sanığın kaçmasını önlemek ve delillerin karartılmasının önüne geçmek amacıyla alınmaktadır. Burada yargı içtihatlarında karşımıza çıkan en önemli husus tutuklama kararının orantılı olmasıdır. Yani tutuklama kararı yerine adli kontrol kararı verilebilecekken veya yargılaması yapılan suç niteliği gereği tutuklama koruma tedbirini gerektirmiyor ise tutuklama kararının orantılılığından bahsedilemez. Bu noktada vaktinde tutukluluk kararına itiraz edilmelidir.


B. TUTUKLAMA KARARI SONRASI YAPILABİLECEKLER

Tutuklama kararına CMK 268 hükmü gereğince öğrenmeden itibaren iki hafta içerisinde itiraz edilebilir. İtirazın içeriğini, tutuklama kararının kanuna ve yargı içtihatlarına uygun olup olmaması ile somut olayın gereklilikleri ve orantılılık oluşturur. Bu noktada muhakkak bir avukattan yardım alınmalıdır. Tutuklamaya itiraz süresi, şüpheli veya sanığın tutuklandığı gün dikkate alınmadan hesaplanır.


C. TUTUKLAMA İTİRAZI NEREYE YAPILIR?

Tutuklama kararına itiraz kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.

Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe; ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine; ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine aittir.


(Değişik:8/7/2021-7331/24 md.) Sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrole ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir. İtirazı incelemeye yetkili mercilerin farklı olduğu hâllerde, itirazların gecikmeksizin incelenmesi amacıyla, kararına itiraz edilen sulh ceza hâkimliği tarafından gerekli tedbirler alınır. Sulh ceza hâkimliği işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza mahkemesi başkanına aittir. Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.


D. SONUÇ OLARAK

Tutuklama kararı, ceza mahkemesi aracılığıyla kişi özgürlüğüne yapılan en sert müdahaledir. Kişinin özgürlüğüne doğrudan müdahale edilmektedir. Bu sebeple alınan karar kanuna ve hukuka uygunluk, gereklilik ve orantılılık gibi birçok açıdan değerlendirilmeli ve gerekirse itirazların bu kapsamda yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki kanunda yazılan tutukluluk sebepleri gerçekleşmiş olsa bile hakim somut olayı değerlendirerek tutukluluk kararı vermeyebilir. Bu noktada kararı verecek hakime somut olay hakkaniyete uygun ve doğru bir biçimde anlatılmalı ve itiraz hem hukuki hem de maddi olguları ihtiva etmelidir. Bu hususta olası hak kayıplarının önüne geçilmesi amacıyla bir avukatla çalışmakta fayda bulunmaktadır.

9 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page